Kefillik müessesi, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen güvence sağlamaya yönelik bir sözleşme türüdür. Kefalet sözleşmesinin çeşitli türleri mevcuttur. Ancak hayatın içerisinde en çok kullanılan ve adını duyduğumuz adi kefalet ve müteselsil kefalettir. Böylelikle kefalet çeşitleri şunlardır;
- Adi (Olağan) Kefalet; borçlunun borcu ödememesi halinde alacaklının kefile başvurabildiği kefalet sözleşmesidir.
- Müteselsil (Zincirleme); alacaklının borçlu ile aynı zamanda kefile de başvurabileceği kefalet sözleşmesi türüdür.
- Birlikte; bölünebilir bir borcun söz konusu olduğu durumlarda uygulanan kefalet sözleşmesi türüdür.
- Kefile Kefillik; kefilin borcu ödememesi durumunda yerine güvence verilebilecek bir kişinin belirtildiği sözleşme türüdür.
- Rücua Kefillik; borcunu ödemeyen borçlu yerine kefilin ödemesi ile kefilin ödediği miktarı borçludan geri almak ve alamadığı takdirde de bu işlem için yerine başka bir kefilden alabileceği durumun düzenlendiği kefalet sözleşmesi türüdür.
Kefillik çeşitlerini yukarıda belirtmekle birlikte her kefalet sözleşmesi için uygulanabilecek bazı şartlar yani kefilliğin geçerlilik koşulları bulunmaktadır. Bunun yanında kefalet sözleşmesinin türüne bağlı olarak da özel olarak bulunması gereken kefilliğin geçerlilik koşulları da mevcuttur. Kefil oldum borçlu borcunu ödemiyor ne yapmalıyım diye düşündüğünüz anda belki geçerli bir kefillik yapmamış olabilir ve borçtan kurtulabilirsiniz. Zira kefillik şartları yakın zamanda değişmiştir.
Kefilliğin Geçerlilik Koşulları
Kefillik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için mevzuatlarımızda belirtilen kefilliğin geçerlilik koşulları sağlanmalıdır. Zira kefilliğin geçerlilik koşulları sağlanmaması halinde kefalet sözleşmesi geçersiz olabilmekte ve borcunuzun ödenmemesi halinde tahsil edebileceğiniz başka bir kişi de kalmamakta ve maddi açıdan büyük kayıplar yaşabilmektesiniz.
Bu nedenle mevzuatlarımızda belirtilen kefilliğin geçerlilik koşulları hakkında bilgi sahibi olmak önemli bir hale gelmektedir. Ancak bu şartlar mevzuatımızda dağınık bir biçimde yer almakta ve birçok sayısız ayrıntıyı da içerisinde barındıran bir uygulamadır. Bu nedenle mevzuata hakim, tecrübeli ve başarılı bir avukattan ya da hukuk bürosundan yardım alınarak kefalet sözleşmesinin hazırlanması daha akıl karı bir işlemdir.
Genel olarak kefilliğin geçerlilik koşulları ise şunlardır;
- Mevcut ve geçerli bir borcun bulunması gerekmektedir.
- Kefil olacak kişinin kefil olma ehliyeti bulunmalı yani tam fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Sınırlı ehliyete sahip olan kişiler için, yasal danışmanlarının görüşlerinin alınması gerekmektedir. Bunun yanında tam ve sınırlı ehliyetsizler için ise kefalet işlemleri yasaktır.
- Yazılı bir biçimde kefalet sözleşmesi yapılmalıdır. Bunun yananda kefalet sözleşmesinde kefalet tarihi, kefilin sorumlu olacağı azami miktarı, borçlunun bilgilerinin de belirtilmesi gerekmektedir.
- Ayrıca kefalet sözleşmesi için sözleşmenin imzalanma aşamasında ya da imzalanmadan öncesinde kişinin eşinin yazılı rızası da gerekmektedir.
- Kefil müteselsil kefil olacaksa bunu el yazısı ile belirtmelidir.
Kefilliğin geçerlilik koşulları arasında bulunan kefilin eşinin yazılı rızası ise bazı durumlarda aranmamaktadır. Kefillikte eş rızasının aranmadığı bu istisnai durumlar ise şunlardır;
- Eşler arasında verilmiş ayrılık kararı var ise,
- Eşler yasal olarak ayrı yaşama haklarını kullanmakta iseler,
- Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına neden olmayan değişikler sırasındadır.
Kefalet Sözleşmesinin Özellikleri
Bu müessesenin sağlıklı bir biçimde kurulabilmesi adına kefilliğin geçerlilik koşulları sağlanmalıdır. Bunlardan bir tanesi olan kefalet sözleşmesinin hazırlanması da belirli durumlara dikkat edilerek hazırlanması gerekmektedir.
Kefalet sözleşmesinin tarafları, alacaklı ve kefildir. Bu nedenle de sözleşmenin kurulması için borçlunun izin ya da onayı gerekmemektedir. Kefalet sözleşmesinin güvence sağladığı borç ilişkisi, çeşitli durumlara bağlı olabilmektedir. Yani satım, kira, ödünç gibi ilişkilerden doğabileceği gibi haksız eylemlerden ya da sebepsiz zenginleşmeden de doğabilmektedir.
Kefil, alacaklı açısından ikincil niteliğe sahiptir. Yani söz konusu alacaklı borçluya başvurup hukuki yollardan alacağını alamaması halinde kefile başvurmalıdır. Ancak müteselsil kefillik durumunda izlenilecek yol değişmektedir. Ancak müteselsil durumunun var olması halinde bu durum özellikle kefalet sözleşmesinde el yazısıyla belirtilmesi gerekmektedir.
Kefalet sözleşmesi, karşılıksız sözleşmelerdendir. Ancak mevzuatlarımızda istisnası da mevcuttur.
Ayrıca yanılma, hata, aldatma ve korkutma gibi iradeyi bozan nedenlerle ya da hukuka ve ahlaka aykırı bir biçimde bulunan veya yerine getirilmesi imkansız ve şekle aykırı olan geçersiz borç durumlarını güvence altına almak için imzalanan kefalet sözleşmeleri de geçersizdir.
Sonuç olarak, bu konuda başarılı, işin uzmanı ve tecrübeli bir avukattan ya da hukuk bürosundan yardım alarak herhangi bir zarara ya da hak kaybınıza uğramanızın önüne geçebilirsiniz.
2 Comments
deniz leman
18 Mayıs 2017
merhaba avukat bey geçen gün kira kontratında kefillik için imza attım. ama kırtasiyeden alınan kira sözleşmesiydi ve kefil yerine direk olarak imza attım hiç bir şekilde sorumlu olduğum miktarı yazmadım, el yazısı ile yazmadım diğer yukarıda yazdığınız şeyleri orada belirtmedim. yani burada kefilliğim geçersiz midir? Bu kanun ne zaman çıktı?
Av. Mustafa Mıhcı
20 Mayıs 2017
merhaba anlattığınız duruma göre kefilliğiniz geçersizdir. Bu kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Write a comment: